Dünya’da Rock’n Roll üstüne ilk yazılan kitabın ülkemizde yazıldığını biliyor musunuz? “Dünya Sarsılıyor” adlı bu kitap, 1956 yılı sonlarında Ekicigil Yayınları’ından çıkmış. Bu konuda bir kitabın (hem de ilk kez) Türkiye’de çıkması garip gelebilir. Ayrıntılara geçmeden önce rock’n roll’un ABD’deki doğuşunu özetleyelim; 12 Nisan 1954 tarihinde Bill Haley adlı beyaz bir müzisyen stüdyoya girip “Rock Around the Clock” adlı şarkıyı kaydediyor. Kimi kaynaklar bu tarihi “Rock’n Roll”un doğum günü olarak kabul eder. Şarkı 1955’de “Blackboard Jungle” adlı bir filmin açılış jeneriğinde yer alır. Film Avrupa’da da gösterime girince büyük bir ün kazanır. Bill Haley’in hemen ardından gelen Elvis Presley’in 78’ ve 45’ devirli plaklarının sayısı da kısa sürede 15’i bulur. Elvis’in başrolde göründüğü ilk film “Love Me Tender” da 1956 sonbaharında gösterime girer. Yani bu kitap burada çıktığı sırada, rock’n roll yeni yeni patlamaya başlamış ve dünya gençliğini henüz etkisi altına almıştır.
BU DANSI ALLAH KAHRETSİN
O yıllarda Rock’n roll’un doğuşu Türkiye’den de sınırlı olanaklar dahilinde izlenir. Blackboard Jungle adlı film henüz Türkiye’de gösterime girememiş, Elvis Presley’in ilk filmi ve takip edecek diğer filmleri de uzun bir süre zaten ülkemizde gösterilemeyecektir. Zira o yılarda buraya gelecek Hollywood filmler konusunda ABD dış işleri bakanlığı söz sahibidir ve yetkililere göre Elvis’in sallanan kalçaları Amerikan gençliğini kötü yansıtmamaktadır. 1956 yılında ABD’li denizci subaylarının caz orkestrası Spor ve Sergi Sarayı’nda düzenlediği partilerde rock’n roll parçaları da seslendirir. Büyükada’da Yekta Klüp’te bir rock’n roll plağı dönerken bir kız da ayakkabılarını çıkartıp yalınayak dans eder. Olay gazete manşetlerine taşınır. Bir gazeteci, olup bitenleri endişeyle izlemektedir. Yine Ekicigil Yayınları’nın çıkarttığı “Haftalık Renkli Pazar” mecmuasında bir masanın başına oturur ve daktilonun tuşlarına basmaya başlar; “İnsanı Deli Eden Bu Dansı Allah Kahretsin”
HAYALET OĞUZ
Oğuz Alplaçin ya da yokuşta bilinen adıyla “Hayalet” Oğuz rock’n roll’a bela okumakla kalmaz, bu “musibet”in dosyasını açarak alelacele bir kitap, daha doğrusu 80 sayfalık küçük boy bir kitapçık hazırlar. Amacı daha çok “Gençleri rock’n roll’dan korumanın el kitabı”nı hazırlamaktır. Ama bunu yaparken oldukça demokratik davranır. Örneğin çağdaşı olan önemli yazar, şair ve hikayecilerden bu konudaki görüşlerini alır, aralarında kendisiyle aynı fikirde olmayan ve rock’n roll “moda”sına oldukça olumlu bakanlar da vardır. Ayrıca kitabın sonundaki 14 sayfalık bölümü de Elvis Presley’i anlatması için Vecdi Benderli’ye bırakır. (Vecdi Benderli 1967 yılında çekilen ve ilk rock’n roll solistimiz Erkut Taçkın’ın da başrolde yer aldığı “Ömre Bedel Kız” filminin yapım amiridir).
Oğuz Alplaçin’i anlatmak uzun hikaye. Tezer Özlü’nün anlattığı kadarıyla şöyle biri; “Oğuz, İstanbul’da yaşadı. Oğuz bir dönemi yaşadı. Yeryüzünde belki de hiç kimsenin yaşayamadığı gibi. Tek bir sandalye sahibi olmadı. Bir – iki giysisi temizleyicide durur, kirlenince yenilerini satın alır, iç çamaşır ve çoraplarını en yakın çöp tenekesine atardı. Ev almadı, ev kiralamadı, eşya almadı, eşya tamir ettirmedi, belki de tek bir mobilya mağazasına girmedi. Pasaport almadı, karı almadı, karı boşamadı, kimseyi gebe bırakmadı, resmi dairelere girip çıkmadı…”